Özlüyorum…
Bir şehri! Bir şehrin kokusunu özlüyorum.
Öyle bir şehir ki;
Dört taraf, altı cihet erenlerle çevrili.
Bitki örtüsü her dem Hû
Yazları Şems ve Mevlâna
Kışları Mevlâna ve Şems geçen bir şehir.

Dağları kıyıya paralel değil.
Bu büyüklere doğru edeple, sessizce eğilmiş,
Ovaları dümdüz olmuş ayaklarına serilmiş.
Rüzgârları Ney sadâsı
Ağaçları Tennûre içinde
Yağmurları kudüm kokusu
Kuşları hep bir dilde hüzzam peşrevinde.
Kar tüm inceliğiyle iner yeşil kubbeye
Şeb-i arus’a hazırlar bir nazlı gelin gibi…
Güneş her sabah şefkatle serer yeryüzüne ziyâsını
Akşam da edeple toplayıp gider ışığını;
Hazret-i Pir’e selam eder gibi…
Ay ve Güneş Devr-i Veledi içinde,
Yıldızlar Sema eder ışıl ışıl gök kubbede.

Özlüyorum…
Bir şehri özlüyorum.
Bir şehrin kokusunu,
Bir şehrin huzurunu özlüyorum…