Gönlü vardır bazı saatlerin…
Her çalışında bir dostun sesi gibi işler mekâna. Zembereği sadece zamanı değil, acı tatlı hatıraları da sarar sarmalar. İçini açtığınızda -ki bu çok kolay değildir- sadece çarklar değil, geçmişin ta kendisi döner usul usul. Saat çalıştıkça sadece zaman akmaz; hatıralar da yürür o ince kadran çizgilerinin üstünden. Bir saatin gönlü, sahibine benzer: Ne kadar sevgiyle kurulursa, o kadar vefayla işler.
Gönlü vardır bazı saatlerin… İnsan gibi gücenir, küser, hatta susar. Zembereği kırıldığında sadece zamanı değil, bir dönemi de yitiririz sanki. Çünkü saat dediğimiz şey, sadece dakikaları sayan bir makine değildir. O, geçmişten bugüne aktarılan bir sessizlik dilidir. Çünkü unutulan her şey, önce sessizleşir… Tıpkı durmuş bir saatin gönlü gibi. Zaman geçtikçe, bazı şeylerin sesi azalır. Evin içindeki ayak sesleri, çaydanlık fokurtusu, yaz gecelerinde camdan içeri süzülen cırcır böceği sesi… Ama eski bir saatin sesi kalır; çünkü o, kaybolmuş bir hayatın nabzını hâlâ tutuyordur.
Gönlü vardır bazı saatlerin…Her tik tak, bir annenin mutfakta yaptığı çayın buharı, çatal kaşık sesleri; bir babanın paltosuna sinmiş eski günlerin kokusu; bir çocuğun odasında yankılanan segah makamı bir ninni sesidir. Zamanı ölçerken hatırayı işler ilmek ilmek sarkacına.

Bir saatin gönlü vardır derim size. Kırılgandır. Şefkatle ilgilenmezseniz, kurcalarsanız hoyratça, bozuluverir. Ama sevgiyle, muhabbetle kurarsanız onu her sabah; bir dost gibi işler, nazlı nazlı, salına salına. Duvarda tozlu bir tarih gibi asılı duran ahşap saatin önünde sessizce beklemek… İşte bu, geçmişle konuşmanın en zarif yollarından biridir. Gönlü olan bir saat, sahibinin ruh haline benzer. Hüzünlü evlerde sessizleşir, neşeli odalarda ahenkle tik tak eder. Ve en çok da şu olur: Saat bir gün durur. Kimse fark etmez belki ilk anda. Ama odadaki bir boşluk kendini belli eder. Sanki biri evi terk etmiş gibidir. İşte o zaman anlaşılır: Saat durmuş değil, kırılmıştır. Küsmüştür. Gönlü incinmiştir.
Belki de saatler, zamanı göstermek için değil; insanı hatırlatmak için yapılmıştır. Her saat, bir ruhun aynası gibidir. Her tik tak, bir kalbin yankısı. Ve her zemberek, sabrın, dayanmanın, yürümeye devam etmenin metaforu.
Sevgili Yâr,
Gönlü olan şeyler susmaz; sadece susuyormuş gibi yapar.
Bu yüzden gönlü vardır bazı saatlerin…
